ÇOCUK- DEVLET -TARİKAT-
“Anayasa’nın 2. maddesi; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma
ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı,
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir”
Anayasanın 10. maddesi “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve
erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla
yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler
için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya
sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde
kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
” Çocuk Haklarına Dair Sözleşme BM Genel Kurulu’nda 20 Kasım 1989 tarihinde
benimsenmiş ve 2 Eylül 1990 da yürürlüğe girmiştir.
Ülkemizin bu sözleşmeyi 14.9.1990 tarihinde imzalayarak, 4058 sayılı yasayla onaylanmasını
uygun bulmuş ve 1995 yılında 22184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmak suretiyle
yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme Anayasa’mıza göre de yasa hükmündedir.
Sözleşmeye göre ; 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Sözleşmede, çocuğun
ayırımcılıktan korunması, yüksek yararının gözetilmesi, haklarının uygulanması için
tüm olanakların kullanılması, ana-babanın yönlendiriciliği ve çocuğun yeteneklerinin
gelişmesine saygı gösterme, yaşam ve gelişmesinin güvence altına alınması, isim
alma ve vatandaşlık edinme hakkına sahip olması, çocuğun kimliğinin korunması,
anne-baba ile birlikte yaşama hakkı, ailenin yeniden birleşmesi, çocukların yasa
dışı yollarla ülke dışına çıkarılmasının önlenmesi, çocuğun görüşlerini özgürce
ifade edebilmesi, düşünce-vicdan ve din özgürlüğüne saygı gösterilmesi, dernek
kurma ve katılma hakkı, bilgi ve belgelere ulaşma hakkı ve zararlı yayınlardan
korunması, çocuğun yetiştirilmesinde ailenin sorumluluğu ve devletin desteğinin
sağlanması, çocuk istismarı ve ihmalinin önlenmesi, ailesiz çocukların
korunması, evlât edinmede çocuğun yararının gözetilmesi, mülteci çocuklara
özel koruma ve yardım sağlanması, özürlü çocukların onurlu bir yaşam
sürmesi için bakım ve eğitim olanaklarına kavuşturulması, sağlık ve
sosyal güvenlik hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanma, çocuğun yeterli
bir yaşam standardına ulaşmasının sağlanması, çocuğun eğitim hakkı
ve hedeflerinin geliştirilmesi, azınlıklara ve yerli halklara mensup çocukların
kendi kültürlerinden yararlanması ve dinlerinin gereğini yerine getirmesi,
dinlenme-boş zaman değerlendirme ve kültürel etkinliklere katılımlarının
sağlanması, çocuk işçilerin çalışma koşullarının ve yaş sınırının
saptanması, çocukların uyuşturucu ve psikotrop maddelerden korunması,
cinsel istismar, fuhuş ve sömürüden korunması, işkence ve özgürlükten
yoksun bırakmanın önlenmesi, silâhlı çatışmalardan korunma ve
yeniden sağlığa kavuşturucu bakımın sağlanması, yargılamaya ilişkin
haklarının korunması, çocuk hakları ile ilgili geçerli ulusal ve uluslar arası
yasalarda yer alan standartlardan daha üstün standarda sahip olanların geçerli
olması ilkeleri üzerinde anlaşmaya varılmıştır.
Çocukların istikrarlı sevgi ve hoşgörü dolu bir ortamda yaşayan,
yetişkinlerin yol göstericiliği ve korunması altında bireysel güç ve
yeteneklerini geliştirebilen bireyler olarak topluma kazandırılmaları için bu
ilkelerin yaşama ivedilikle geçirilmesi
ŞEKLİNDE ÜLKEMİZİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI
SÖZLEŞME, ANAYASA ve BU SÜTUNLARA SIĞMAYACAK SAYIDA
ONLARCA YASA ve MEVZUAT OLMASINA RAĞMEN !
Bu tablo neyin nesi ?
Yazılı ve görsel medyaya gerek haber ve gerekse yorum
olarak yakın geçmişe yansıyanlara göz attığımızda;
Tarih 01.08.2008 Konya - Balcılar (ksb) Kız Kuran kursu
öğrencilerinin kaldığı yurt binası yıkıldı 18 kız çocuğumuz göçük
altında kalarak can verdi.
Tarih 22.03.2016 Karaman (KAİMDER) Anadolu İmam Hatip -
İmam Hatip Lisesi mezunları derneği ile (Ensar Vakfının) işlettiği
öğrenci yurdunda kırkın üzerinde çocuk cinsel istismara uğradı.
Güya bir kerecikten bir şey olmadı. Doğuran anneler ve babalar çocuk
tecavüzcülerinden şikayetçi mi ? değil mi ?
Tarih 29.11.2016 Adana Aladağ İlçesi tahsil çağında ki talebelere
yardım derneğine ait ilk ve orta öğretim çağındaki çocukların kaldığı
yurtta çıkan yangında 11'i çocuk 12 can cayır cayır yandı.
.........................................................................................................................
Belki de sizin aklınıza gelen yer ve olaylar var ise yazarsınız diye boş bıraktım.
SAHİ BU TARİKAT VE CEMAATLER NEDEN HİÇ ENGELLİ
ÇOCUK (TALEBE) YURDU AÇMAZLAR. ?