Üçkuyu Köyü Bekilli Denizli

   Fesleğenim kırk budak                   
        Öpüverdim şappadak                          
Denizlerin kumuyum                   
Balıkların puluyum                     

                               Bende Allah kuluyum.

 
Pencereden baktım
Akşamdan ay doğdu
Ben sardım sabah oldu
Esma kızın koynunda
Bir beşibirlik kayboldu
 

                 Dam üstünde şekerim                
Erir erir akarım
Verin beni sevdiğime
Ben çilemi çekerim

 
Penceresi perdeli
Çicek açmış zerdali
Benim sevdiğim oğlan
Lacivert urbalı
 
Bahçesiz bağsız adam
Ayvasız narsız adam
Kalaysız kaba benzer
Dünyada yarsız adam
 
MEZAR ARASI
 
Mezar arasında harman olur mu?
Kurşun yarasına derman olur mu?
Mezar arasında kanlı kasaplar
İnsan ahbabını kana mı saplar
Mezar arasından atlayamadım
Fişeklerim döküldü toplayamadım
Mezar arasında halı yayılır
Halı değil anam kanım yayılır.
 
   MANİLER
 
Bahçelerde darılcan
Ben askere yazılcan
Ben askerden gelince
Top zülüflü kız alcan
 
İliyenler kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı bozanlar
 
Şeker versem yiyecekler
Dam üstünde böcekler
Sevmediğim oğlana
Beni zorla verecekler.
 
ÜÇKUYU’LU EŞKİYA FAİK’E
  YAKILAN TÜRKÜ
 
Yenicenin nanası ,şimdide gelir can
Faik’in anası
Yenice’nin nadası, şimdide gelir can
Faik’in halası
Kara kabak dalları kaldır Meryem kolları
İki saat bir çeyrek Buğdaylı’nın yolları
Kara kabak dal kabak ,açılır tabak tabak
Kız oğlanı görünce seyirdir başı kabak
Kara kabak kökeni ellere batmaz dikeni
Sevilmedik yar ile dünyalar mı tükenir.
Ayağında nalini ,sormadım halini
Kaç gündür görmedim güzelim yarimi
 
       HASTANE
Hastanenin yapıları , demirdendir kapıları
Pencereden geliyor Haydar beyin kokuları
Penceresi kara perde, yeni düştüm ben bu derde
Ben bu dertten ölürsem nasıl yatam kara yerde
Hastaneden sular akar, hademeler kına yakar
Yakmayın hademeler kınayı, dört çocuğum yola bakar.
Hastanenin önü arpa, osandım ben kırka kırka
Söyle doktor beyim söyle, yok mu bu derdime çare
Hastanenin önü kilim, kilimin üstünde ölüm
Geldim gurbet ellerinden, hastanede kaldı ölüm.

MANİLER
 
Üçkuyu’dur dedikleri
Üzümdür yedikleri
Pek hoşuma gidiyor
Şu kızın dedikleri
 
*****************
 
Elembe’nin   taşına
Gidemedim Köse kuyusunun başına
Üçkuyu’nun kızları
Kaldı kendi başına
 
 
*****************
Kekik ektim dallandı
Fiyatları zamlandı
Şu Üçkuyu’nun kızları
Beşibrliğe aldandı